İslâm diyaloğa açıktır

İbrahim Fak: “Dinler arası diyalog konusunu dinimizce izah eder misiniz? Peygamberimiz (asm) zamanında bu diyalog çalışmaları var mıydı? Kimileri dinde diyaloğun olamayacağını söylüyor.”

 

İslâm dini diyaloğa kapalı bir din değildir. Esasen diyalog kapısını kapamak, tebliğ ve teklif anlayışına uygun düşmez. Diyalog kurmadan hasmınızı nasıl tanıyacaksınız, nasıl tebliğ edeceksiniz, neyi hangi ölçüde teklif edeceğinizi nasıl tesbit edeceksiniz?

Başta bizzat Kur’ân diyalog kapısını aralıyor ve hep açık tutuyor. Buyuruyor ki: “De ki: ‘Ey kitap ehli! Bizimle sizin aranızda ortak bir söze gelin: Yalnız Allah’a ibadet edelim. O’na hiçbir şeyi ortak koşmayalım. Allah’ı bırakıp da kimimiz kimimizi ilâh edinmesin.’ Eğer onlar yine yüz çevirirlerse, deyin ki: ‘Şahit olun, biz Müslümanlarız.’’”1

Peygamber Efendimiz de (asm) komşu ülkelere mektuplar yazmış ve onları İslâmiyet’e dâvet etmiştir.

Bedîüzzaman, bu sebeple âhirzamanda İsevîlerin hakikî dindarlarının ehl-i Kur’ân ile ittifak edip, müşterek düşmanları olan zındıkaya ve mütecaviz dinsizliğe karşı dayanacaklarını haber veriyor.2

Hiç şüphesiz burada kast edilen diyalog tavizci, teslimiyetçi, siyasî veya politik bir yaklaşım değildir. Hareket emrini şahsî veya siyasî emellerden değil; tamamen dinin özünden alıyor. Bu sebeple diyalog adına yanlış adım atan, Hak Dinin doğrudan Sahib-i Zülcelâline karşı mesuldür.

Dipnotlar:
1- Âl-i İmran Sûresi: 64.
2- Lem’alar, s. 155.