Hz. Adem´in (as) çocukları nasıl evlendi?

Sakarya’dan okuyucumuz: “Hazret-i Âdem’in (as) çocukları nasıl evlendiler? Kardeş değiller miydi?”

Fıtrat da, şeriat da, yaratılış da, hüküm de Cenâb-ı Hakka aittir. O dilerse hükmünü ve şeriatını değiştirir, dilerse fıtratları ve yaratılışları değiştirir. Hüküm ve irâde onundur. Biz buna iman ediyoruz.

Cenâb-ı Allah nasıl ilk insanın harcını bizzat kudret eliyle yoğurdu ve yarattıysa, ikinci ve üçüncü sıradaki insanlar için de ya doğrudan kudretiyle, ya hükmüyle, ya da şeriatıyla bir yaratılış modeli elbette getirmiştir. Bunu bizden soracak değil.

Cenâb-ı Hak kardeşlerin evlenmesini haram kılmış ve bu haramlığı insanın fıtratına yerleştirmiştir. Bu gün hak dine inansın inanmasın, kardeş evliliği dünyada hiçbir toplumda yoktur. Fakat insanlığın yeni çoğalmaya başladığı o günde, Cenâb-ı Hak o insanların fıtratlarıyla da örtüştürdüğü farklı bir şeriatı pekâlâ uygulayabilir. Fıtratlarımız, kalplerimiz, nefislerimiz ve hayatlarımız Cenâb-ı Allah’ın elinde ve iradesindedir.

Hazret-i Âdem’in (as) ilk çocuklarının nasıl çoğaldıklarıyla ilgili Kur’ân’da açık bir bilgi yok. Öyleyse bizim o konuyu merak etmemize gerek de yoktur. Bir takım rivayetler—ne derece güvenilir, tartışılır—sıralanabilir. Ama ne gerek var? Kur’ân’ın bildirmediği bir konuda bize teslimiyet düşüyor. Binlerce yıl sonra Hazret-i İsa’yı (as) Hazret-i Meryem’in rahminde babasız yaratarak bir örnek gösteren Cenâb-ı Allah, Hazret-i Âdem’in (as) kızlarının rahminde babasız çocuklar yaratmaya kadir değil mi? Elbette kadirdir. Zaten bu durumda bile, ilk karından sonra bu çocuklar birbirleriyle en yakın teyze veya akraba çocukları oluyorlar ki, böylece birbirleriyle evlenebilmeleri bizim şeriatımızla da mümkün oluyor.

Bununla beraber Cenâb-ı Allah onlara farklı bir şeriatla da muamele buyurabilir. Meselâ —yaygın olan şekliyle— ikiz doğmayanları birbirleriyle kardeş kılmayabilir ve böylece evlenmelerine imkân vermiş olabilir. Allah’ın hikmetinden suâl sorulmaz.