Her yeni yıl ebediyete nasıl mal edilir?

Bu gün 2014 yılını kapatıp, 2015 yılına adım attığımızın ilk günü. Her şeyin bir başlangıcı ve bir sonu olduğu gibi, bir yıllık zaman diliminin de elbette bir başlangıcı ve bir sonu olacaktır.

Nasıl her ayın, her haftanın ve her günün de bir başlangıcı ve bir sonu vardır…

Ömrün de bir başlangıcı ve bir sonu olduğu muhakkak.

Zaman hızla ilerliyor. Ömür dakikaları bir bir geçiyor.

Zaman dilimleri arasındaki geçişler, zaman birimlerini iyi değerlendiren insana bir heyecan veriyor. Çünkü her bir yeni zaman diliminde yeni ve farklı hareket alanı kazanıyor insan. Geçmişin hatasını kavrıyor ve yeni zamanda daha hatasız bir iş plânı ile hayata yeniden sarılıyor.

Hayat Eğlence Demek Değildir

Hayat eğlence demek değildir. Hayat gayret demektir, hayat hareket demektir, hayat iş demektir. Bediüzzaman Hazretlerinin ifadesiyle, hayat bir faaliyet ve harekettir.1

Hayatı sırf bir eğlence olarak algılayanların, hiçbir zaman diliminde alacağı hiçbir yeni coşku ve heyecan yoktur. Çünkü fanidir, şükürsüzdür ve bitecektir. Bitmeye mahkûmdur. Hesabını da insanın omuzunda bırakacaktır. Kur’ân’ın “Yevmü’d-Dîn” dediği Hesap Günü2 ise, böyle şükürsüz geçirilen zaman dilimlerinin hesabının sorulması için kurulan büyük bir mahkeme-i kübra olarak önümüzde bekliyor.

Hayatı bir faaliyet ve hareket olarak algılayanların ise, her yeni zaman diliminde alacağı çok şey vardır, duyacağı çok yeni heyecan ve coşku vardır. Hareketiyle, faaliyetiyle, iş heyecanıyla o hep yeni ürünlerin, yeni eserlerin, yeni neticelerin, yeni şevklerin peşinde olacaktır. Şevki hiç kırılmayacak, her yeni zaman diliminde hep artacaktır. Yeni bir umutla işe sarılacaktır.

OKU:   Kayıp eşyâ

Her Yeni Günü Ebediyete Mal Etmek

İşini, gayretini, himmetini, alın terini, çalışmasını, faaliyetini ve hareketini Allah için kıldığında insan, uğradığı bütün zaman dilimlerini, her yeni yılı, her yeni günü ebediyete mal etmiş, yani ölümsüzleştirmiş olacaktır.

Bu onun için büyük kârdır. Bu durumda zamanın ha bire geçip durması onu yılgınlığa düşürmeyecek, bilâkis her yeni zaman onu ebediyete bir adım daha yaklaştırdığından ve amelini ebediyete taşıdığından, ona eşsiz sevinç verecektir.

Gayretli insan, geçip duran zaman dilimleriyle, dünya hayatının da bir gün geçeceğini, fakat hemen ardından yeni bir zaman dilimi olan kabir zamanının gireceğini; kabir zamanının da nihayet bir gün geçeceğini, fakat hemen ardından insanın yeniden dirilişiyle yeni bir zaman dilimi olan mahşer gününün geleceğini aklından hiç de uzak tutmaz. Faaliyetlerini ve gayretlerini kabri ve mahşeri hesaba katarak sürdürür. Kabirde ve mahşerde işe yarayacak şeyler yapar. Yüzünü kara çıkaracak işlerden sakınır. Haramdan sakınır. Helâlden vazgeçmez.

Bir Gün Mahşer de Geride Kalacak!

Nihayet mahşer gününü de geride bırakan ve ebedî hayatı bütün ihtişamıyla önüne katan yeni zaman dilimlerinin geleceği müjdesi, gayretli insanda büyük bir yaşama sevinci meydana getirir.

Çünkü buradaki her gayretinin orada meyveye duracağını bilir.

Buradaki her çilesinin, orada çiçek açacağını bilir.

Buradaki her ıztırabının, orada rahmete ve merhamete döneceğini bilir.

Ve adımlarını buna göre atar. Orada meyve verecek işler yapar. Orada açacak çiçeklerin tohumunu burada ekmekle meşgul olur. Orada çiçeğe dönüşmeyen işlere burada meyletmez. Bediüzzaman’ın ifadesiyle, fani dünyada kalacak işleri terk eder, ahirette kendini kurtaracak işlere yönelir. Ebedî hayatını kurtarmaya çabalar.

OKU:   Türkiye, Bediüzzaman’ı anmaya ve anlamaya koşuyor

Böyle insana ise Allah’ın rahmetinin, inayetinin, lütfunun ve kereminin ulaşması zor olmaz. Böyle insanın azını Cenâb-ı Allah çok sayar, hatalarını bağışlar, günahlarını örter ve ona “Kullarımın arasına katıl ve Cennetime gir!”3 diye hitap buyurur.

Artık kendisine böyle hitap edilmiş insanın mutluluğunu gölgeleyecek başka bir mutluluk düşünülebilir mi? Bu insanın sevincine ve coşkusuna sınır konabilir mi?

İşte bu insanın gönlü ümit ve huzur doludur. Bu insan her yeni zaman diliminde heyecan yaşamayı, coşku duymayı, sevinç duymayı hak eden insandır.

Dipnotlar:
1 – Münâzarât.
2 – Fâtiha Sûresi: 4; İnfitar Sûresi: 15-19.
3 – Fecr Sûresi: 29, 30.

Benzer konuda makaleler:

image_pdfimage_print

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir