Evlenme âdâbı

İzmir’den Abdullah bey: “Evlenmek niyetiyle bir kıza bakmak ve bakana vesîle olmakta bir mahzur var mıdır? Erkeğin bakıp karar verdikten sonra duyurması mı daha uygundur? Hiç tanımadık kişileri bir araya getirip kararlarını sormak mı daha uygundur?”

Evlenmek sünnettir. Evlilikle, dünyada başlayıp ebediyete kadar uzanacak bir birlikteliğin temellerini atmak üzere olduğumuzun farkında olmalıyız. Bundandır ki, sırf dünyevî ve geçici ölçüler Peygamber Efendimiz’in (asm) nazarında makbul sayılmamış, dindarlık ve huy güzelliğinin, güzel hasletin ve güzel ahlâkın önemsenmesi ısrarla vurgulanmıştır.

Allah Resûlü (asm) şöyle buyurmuştur: “Dünyada her şey geçici bir meta’dır. En hayırlı dünya metâ’ı da iyi amel sahibi olan zevcedir.” (1)

Câbir (ra) anlatır: Peygamber Efendimiz (asm) buyurdu ki: “Kadın üç sebeple nikâh edilmektedir. Bunlar: Malı, güzelliği ve dini. Sen dinine bağlı olanı tercih et ki, iki elin (iki cihanda) rahat etsin.” (2)

Evliliği güzel huy, güzel hasletler ve dindarlık ekseninde kurmak, evlenmeyi düşündüğümüz kimse hakkında mümkün mertebe duygusallıktan uzak bir biçimde karar vermemizle mümkün olacaktır. Bu noktada büyüklerimizin, tecrübe sahibi ve olgun kişilerin yardımına ve tavsiyelerine ihtiyaç duyarız. Sorarız, danışırız. Evlenmek için uygun muhatabı bulduğumuzda veya uygun olduğu düşünülen birisi tavsiye edildiğinde, hiç şüphesiz kendisini görmek, kararımızı netleştirmek için önemli bir merhaledir. Ki, bu da sünnettir.

OKU:   Peygamber Efendimizin (asm) birden fazla kadınla evlenmesinin hikmeti

*Hazret-i Âişe (ra) anlatmıştır: Peygamber Efendimiz (asm) buyurdu ki: “Seni iki defa rüyamda gördüm. Bir adam seni ipekli bir kumaş içinde taşıyor ve : ‘İşte bu senin zevcendir.’ diyor. Ben de kumaşı açıyorum. Bir de bakıyorum ki, kumaş içindeki kadın sensin. Bunun üzerine: “Yâ Rabbi, eğer bu benim zevcemin sûreti ise beni ona kavuştur.” diyorum.” (3)

*Muğîre bin Şu’be (ra) anlatmıştır: Muğîre bir kadına talip oldu. Ve bunun üzerine Resûl-i Ekrem Efendimiz (asm) şöyle buyurdu: “O kadını gör. Çünkü görmek, aranızdaki evliliğin ve sevginin daha iyi yürümesini sağlar.” (4)

*Ebû Hüreyre (ra) anlatır: Peygamber Efendimiz’e (asm) bir adam geldi. Ve Ensardan bir kadınla evlenmek istediğini söyledi. Peygamber Efendimiz (asm): “O kadına baktın mı?” diye sordu. Adam:
“Hayır, bakmadım” dedi. Bunun üzerine Resûlullah (asm):
“Öyle ise git, kadına bak ve gör” buyurdu. (5)

Fakat evleneceğin kadına bakmak öyle hassas bir sünnettir ki, ne karşı tarafı rencîde ve rahatsız edebiliriz, ne edep ve hayâmızdan taviz verebiliriz, ne ahlâkî olgunluğumuzdan vazgeçebiliriz, ne zaaflarımızla hareket edebiliriz, ne de karşı tarafın onurunu ve gururunu incitebiliriz! Karşı tarafın hassâsiyetlerini ve duyarlılıklarını dikkate almak ve davranışlarımızda edep ve nezâketi, ahlâk ve terbiyeyi mutlak sûrette hâkim kılmak şartıyla böyle bir bakışı ve görüşü gerçekleştirmeliyiz. Bundan muhatabın haberdâr edilmesine elbette gerek yoktur. Çünkü, olumsuz karar çıktığı takdirde muhatabın rencîde olabileceğini hesaba katmak zorundayız.

OKU:   Nişanlılık döneminin sorumlulukları

Dürüst olmak ve kız tarafının hassâsiyetlerini korumak kaydıyla, evlenmek üzere karar verme aşamasında bulunan gençlere yardımcı olmakta elbette bir sakınca yoktur. Eğer henüz karar verilmemişse veya bir tereddüt yaşanıyorsa, kız tarafına bu niyeti duyurmamak daha sağlıklıdır. Önce karar vermeli, kararında tutarlı ve ciddî olmalı, daha sonra kız tarafı usûlüne uygun bir nezâket içinde haberdar edilmelidir.

Ülkemizde âileler arası sıkça yapılan bir hatâ şudur ki: Evliliğe karar verildikten, söz kesildikten veya nişan yapıldıktan sonra, özellikle “dînî nikah” denilen kurum resmî nikahtan önce işletilmektedir. Buna sebep olarak da, aradaki mahremiyetin kalkması gösterilmektedir. Oysa nikâh, evlilik demektir. Henüz evlenmemiş gençler arasında yapılan nikâh, her hangi bir ayrılık vukûunda kızın mağdur olmasından başka bir işe yaramayacaktır. Bundan dolayı resmî nikâhtan önce herhangi bir nikâh muâmelesi yapmamak daha sağlıklı bir yoldur.

Dipnotlar:

1- Taç, 2/509;
2- Tirmizî, Nikâh, 4;
3- Taç, 2/514;
4- Tirmizî, Nikâh, 5;
5- Müslim, Nikâh, 12..

Benzer konuda makaleler:

OKU:   Sünnette kabir ziyareti

image_pdfimage_print

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir