Cennette isteklerimiz karşılanır mı?

 Bolu / Dörtdivan’dan Kahraman Bayrak: “Cennette sonsuz istek hakkımız mı olacaktır? Ve Cennette dünyadaki isteklerimiz ve hayallerimiz gerçekleşecek ve bize verilecek midir?”

ALLAH’IN RAHMETİ SONSUZDUR

Allah’ın rahmeti sonsuzdur, lütfu sınırsızdır, hazînesi geniştir. Her Cennet ehli en çok kendisinin nimetlendirildiğini düşünecek derecede, doyumsuz istek ve arzûlarına Cennet nimetlerini yeterli bulacak, Allah’tan ve Allah’ın cömertçe ikramlarından fazlasıyla râzı olacak; makamı ve mevkîi ne olursa olsun, istediği her şeye Allah’ın lütfuyla kavuşacaktır.

İşte âyet: “Canlarının istediği ve gözlerinin hoşlandığı her şey Cennette vardır. Siz orada ebedî olarak kalacaksınız.”1

Peygamber Efendimiz (asm) buyurdu ki: “Allah cennet halkına: “Ey Cennet halkı!” diye seslenir.

Onlar: “Emrin başımızın tâcı ey Rabbimiz! Buyur! Senin iki elinde hayır vardır!” derler.

Allah (cc): “Halinizden hoşnut musunuz?” buyurur.

Cennet halkı: “Nasıl hoşnut olmayalım ey Rabb’imiz; yarattıklarından hiçbir kimseye vermediğin bunca nimetleri bize ihsan buyurdun.” derler.

Allah (cc): “Ben sizlere bundan daha şerefli ve fazîletli nimet vereceğim.” buyurur.

Cennet ahâlisi: “Ey Rabb’imiz; bunlardan daha faziletli ve daha şerefli nimet var mı ki?” derler.

Allah (cc): “Ben sizden razı oldum. Artık bundan sonra size asla gazap etmeyeceğim.” buyurur.2

CENNETTE DOSTLAR GÖRÜŞECEKLER

Bediüzzaman, “Kişi sevdiğiyle berâberdir.”3 Hadis-i şerifinin, Cennette farklı makamlarda olsa da dostların birbirleriyle görüşeceklerini müjdelediğine işaret ediyor.

Bu hakikati örneklendiren Bediüzzaman, biri kusursuz, diğeri kör ve sağır olan iki dostun aynı bahçede aynı ziyafette hazır bulunmalarının dünyada dahi mümkün olduğunu, körlük ve sağırlık sıfatlarının iki dostun bir arada bulunmalarına engel olmadığını, fakat her birisinin görme ve işitme derecesine göre aldıkları zevkin farklı bulunduğunu hatırlatıyor.

Bediüzzaman, Cennette de bunun söz konusu olacağını, dostların makamları farklı da olsa görüşeceklerini, bu görüşmenin ayrı bir Cennet nimeti olduğunu kaydediyor.4

CENNETE EN SON GİRENİN MAKAMI

Resûlullah Efendimiz (asm) buyurdu ki: Hazret-i Mûsâ (as) Rabb’ine dedi ki:

“Ya Rab! Cennet ehlinin makamca en düşüğü kimdir?”

Rabb-i Zülcelâl dedi ki: “Öyle bir kimsedir ki, Cennet ehli cennete girdikten sonra o kimse gelir. Ona: “Cennete gir.” denilir.

O kimse Cenneti dolu görür ve şöyle der:

“Ey Rabb’im, Herkes kendi yerine yerleşmiş, alacağını almış; benim girmem nasıl olacak?”

Hak Teâlâ buyurur ki: “Dünya krallarından bir kralın mülkü kadar bir mülke sahip olursan razı olur musun?”

O kimse: “Râzıyım Yâ Rabbi!” der.

Bunun üzerine Hak Teâlâ: “İşte öyle bir mülk senindir. Bir o kadar daha, bir o kadar daha, bir o kadar daha, bir o kadar daha senindir. (Beş katı zikrolunduktan sonra)”

Adam sevinçle: “Râzı oldum Yâ Rabbi!” der. Bunun üzerine Rabb-i Kerîm:

“İşte bu kadar şey hep senindir. Bu kadar şeyin on misli daha senindir! Bundan başka nefsin neyi arzu ederse, gözün hangi şeyden hoşlanırsa, hepsi  senindir!” buyurur.

Adam sevinç şoku içinde: “Râzı oldum yâ Rabbi!” der.

YA CENNETTE EN YÜKSEK MAKAM SAHİPLERİ NASILDIR?

Hazret-i Mûsâ Aleyhisselâm:

“Yâ Rab! Ya Cennet ehlinin en yüksek makam sahipleri nasıldır?” diye sordu.

Rabb-i Rahîm buyurdu ki:

“Onlar öyle kimselerdir ki, onların hürmetine, bağ ve bahçelerini kendi kudret elimle diktim ve mühürledim. O öyle bir ikramdır ki, ne göz gördü, ne kulak işitti, ne de bir beşerin kalbinden geçti!”5

Cenâb-ı Hak cümlemizi, içinde bulunduğumuz Ramazan ayı ve bu ayda yapılan ibadetler ve makbul duâlar hürmetine, rızasına ve cennetine dahil eylediği kulları zümresine ilhak buyursun. Amin.

Dipnotlar:
1- Zuhruf Sûresi: 71.
2- Müslim, Cennet, 2.
3- Buhârî, Edep, 96.
4- Sözler, s. 460.
5- Müslim, Îmân, 312.