Birinci Mektub’da hayat mertebeleri

S rumuzlu okuyucumuz: “Birinci Mektub’da geçen hayat mertebelerini kısaca açar mısınız? Orada şehitler için, ‘Onlar kendilerini ölmüş bilmiyorlar. Yalnız kendilerinin daha iyi bir âleme gittiklerini biliyorlar. Kemal-i saadetle mütelezziz oluyorlar. Ölümdeki firak acılığını hissetmiyorlar…’ ifadeleri geçiyor. Bu ne demektir?” Birinci Mektub’da geçen hayat mertebeleri kısaca şöyledir: BİZİM HAYAT MERTEBEMİZ 1-

Devamı

Hırsız ve zekât

Temel Bey: “Mektûbat’ta Yirmi İkinci Mektûbun İkinci Mebhas’ındaki suâlin ikinci haşiyesinde, ‘eskiden verdiği kırktan ki, her sene gâliben ve lâakal ribh-i ticârî ve nesl-i hayvânî cihetiyle, o kırktan taze olarak on adet verir.’ cümlesini açıklar mısınız?” Hazret-i Üstâd Yirmi İkinci Mektub’un İkinci Mebhas’ına hırs’ın bir mahrumiyet, zillet ve sefalet sebebi

Devamı

Şehitler kendilerini neden ölmüş bilmiyorlar?

Sıbğatullah Bey: “Birinci Mektub-Birinci Sualde şehitler için geçen, ‘Onlar kendilerini ölmüş bilmiyorlar. Yalnız kendilerinin daha iyi bir âleme gittiklerini biliyorlar. Kemal-i saadetle mütelezziz oluyorlar. Ölümdeki firak acılığını hissetmiyorlar…’ ifadesini açıklar mısınız?” Risâle-i Nur’dan Birinci Mektub hayat mertebelerini beyan eder. Bu mertebeleri kısaca arz edelim: 1- Hayat mertebelerden birincisi, bizim şu

Devamı

Küremiz hayvana benziyor!

Tuba Hanım: “Hakikat Çekirdeklerinden ‘Küremiz hayvana benziyor; asar-ı hayat gösteriyor..’ cümlesiyle başlayan 105. maddeyi açıklar mısınız?” Risale-i Nur’un ekser yerinde hayatla vahdet birlikte ele alınır. Hatta vahdetin, yani Kâinat Hâlık’ının birliğinin en açık delillerinden birisi olarak hep hayat nazara verilir. Üstad Bedîüzzaman, hayatı bazen kâinatla, bazen risâletle, bazen Kur’ân vahyi

Devamı

Bir Kur’ân hazinesi: Rumuzat-ı Semaniye

Eskişehir’den Süleyman Akkın: “Rumuzat-ı Semaniye risalesini tanıtır mısınız?” Bediüzzaman’ın Rumuzat-ı Semaniye’si, Yirmi Dokuzuncu Mektubun Sekizinci Meselesi olarak telif ettiği eseridir. Bu eser Mektubat’ta henüz yer almamaktadır. Mektubat’ta ve Mektubat’ın fihristesinde yer alan açıklamada şöyle deniyor: “Rumuzat-ı Semaniye: Sekiz Remizdir, yani sekiz küçük risaledir. Şu remizlerin esası, ilm-i cifrin mühim bir

Devamı

Allah Vehhab’dır

“İz” rumuzlu okuyucumuz: “Mektûbât’ta geçen ‘Vermek istemeseydi, istemek vermezdi’ sözünü açıklar mısınız?” Cenâb-ı Allah, Vehhab’dır. Yani kullarına cömertçe veren, mahlûkâtının her ihtiyâcını umulmadık yerlerden bedelsiz ihsan eden, her isteyene karşılıksız, bol, bereketle ve cömertçe ikrâm edendir. Cenâb-ı Hak hastaya şifâ, dertliye devâ verir, musîbete düşene âfiyet hîbe eder, dalâlette olana

Devamı