Bir iyiliğin on kat karşılığı vardır

Mehmet Öztürkeri: “Veren el alan elden üstündür. Vermeye geçimiyle mükellef olduğun kimselerden başla” 1 hadisinden hareketle kişi vereceği zekâtı bu guruba verebilir mi? Yoksa bu hadisi nasıl anlamalıyız?”

SADÂKADA EFDAL OLAN  

Hadiste kast edilen sadâkadır. Sadâkada alt sınır ve üst sınır yoktur. Zekâtın ise şartları ve sınırları vardır. Sadâkanın en hayırlısı, hadiste de belirtildiği gibi, kişinin geçimiyle mükellef olduğu kimselere vermesidir. Çünkü çocukların ihtiyaçlarını karşılaması ebeveyn için öncelik taşır ve vaciptir. Bu, ebeveyn-evlât hukukuna da giriyor. Ebeveynin, çocuklarını namerde muhtaç olmayacak tedbirleri alması çocuklarına karşı görevidir.

Ardından, yakın akrabalardan başlayıp, derece derece diğer insanlara uzanan bir çerçevede sadâka vermek faziletlidir.

Çünkü esasen asıl veren ve vermeyi emreden Cenab-ı Allah’tır. Bu hikmetle vermek almaya nazaran çok daha faziletlidir. Çünkü veren el, Allah’ın keremine, vehhabiyetine ve cömertliğine mazhardır. Veren, verdiğine bu yüzden minnet de ettirmez. 2

Kur’ân’da çok büyük müjdeler vardır. İşte iki âyet:

* “Kim bir iyilik yaparsa, ona iyiliğinin on katı karşılık vardır. Kim de bir kötülük yaparsa, o da sadece o kötülüğün misliyle cezalandırılır ve onlara zulmedilmez.” 3

* “Şüphesiz Allah (hiç kimseye) zerre kadar zulüm etmez. (Yapılan) çok küçük bir iyilik de olsa onun sevabını kat kat arttırır ve kendi katından büyük bir mükâfat verir.” 4

KATLANAN DİRHEMLER  

Bir adam Hazret-i Ali’den (asm) yardım istedi.

OKU:   Zekât verirken nelere dikkat etmeli?

Hazret-i Ali (ra) oğlu Hasan’a:

“Annene git, kendisine verdiğim altı dirhemden birini versin, getir.” dedi.

Hasan (ra) gitti, ama eli boş döndü: “Annem, ‘o altı dirhemi un almak için sakladım’ diyor.” dedi. Hazret-i Ali (ra): “Allah’a değil de paraya mı güveneceğiz oğlum. Git annene söyle, altı dirhemin hepsini versin.” dedi.

Hz. Hasan altı dirhemi getirince de, bunu fakir adama verdi. Adam gitti.

Hazret-i Ali (ra), henüz içeri girmemişti ki, devesinin yularından tutup yanından geçen bir adamın, “Satıyorum.” diye seslendiğini işitti. “Kaça satıyorsun?” diye sordu. Adam: “Yüz kırk dirheme.” dedi. Hazret-i Ali (ra), “Parasını sonra almak üzere kapıya bağla!” dedi.

Adam devesini bağlayıp gitti.

Az sonra bir adam yoldan geçerken deveye talip oldu. “Bu deve kimindir?” diye sordu.

Hazret-i Ali (ra): “Benimdir.” dedi. Adam: “Satmıyor musun?” dedi. Hazret-i Ali (ra):

“Satıyorum.” dedi. Adam: “Kaça satıyorsun?” dedi. Hazret-i Ali (ra): “İki yüz dirheme.” dedi. Adam, “Kabul!” diyerek, iki yüz dirhemi verdi, deveyi aldı gitti.

Hazret-i Ali (ra) borcu olan yüz kırk dirhemi ödedikten sonra, elinde altmış dirhem kaldı. Altmış dirhem eşinden gelen altı dirhemin on katı idi. Bunu eşine götürdü. Hazret-i Fatma (ra): “Bu nedir?” diye sorunca: “Bu, Cenab-ı Allah’ın, “Kim bir iyilik yaparsa, ona on katı karşılık vardır.” 5 müjdesinin tahakkukudur.” dedi. 6

OKU:   Zekâtlarımız hizmetlerimize

EBEDÜ’L ÂBÂD KANALI   

Paramızın bire on katından binler katına kadar bereketlenerek arş-ı âlâda kayıt altına alınmasını sağlayan bir kanalımız var şimdi: Risale-i Nur hizmetleri. Bu kanal hayat kanalıdır. Ebedî hayat kanalıdır, ebedül-âbâd kanalıdır. Bu kanalda zekâtımızı ve sadâkamızı öncelikli olarak değerlendirelim. Çünkü bu kanalda “fi sebilillah” bereketi vardır.

Allah’ın, nice azınıza nice binler sevaplar ve bereketler yağdırması duâlarımızla.

GÜNÜN DUÂSI

Ey yardım isteyenlerin yardımcısı! Ey medet isteyenlerin imdat edicisi! Ey korunmak isteyenlerin koruyucusu! Medet et bize! Bu günün zor işlerinde, yarının sıkıntılarında, mahşerin kılı kırk yaran hukukunda bizden yardımını esirgeme! Bizi gazabından koru! Âmin.

Dipnotlar:
1- Camiü’s-Sağir Hadis No: 10027.
2- İşaratü’l-İ’caz, s. 63.
3- En’am Sûresi: 160.
4- Nisa Sûresi: 40.
5- En’am Sûresi: 160.
6- El-Kenz, 3/311.

Benzer konuda makaleler:

image_pdfimage_print

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir