Azap mı, ikaz mı, rahmet mi?

Habib Dündar: “Hz. Ömer zamanında veba olduğu söyleniyor. O zaman da mı zulüm ve adaletsizlik vardı? Pratik olarak bu virüs’ten korunma yolları nelerdir?”

HEM AZAP, HEM İKAZ, HEM RAHMETTİR  

Musîbetleri, afat-ı semaviyeleri ve salgın hastalıkları tek açıdan okumuyoruz. Her musîbetin, her afetin, her hastalığın hem azap, hem ikaz, hem rahmet yönü vardır. Bunlar birbiriyle tezat teşkil etmez.

Nitekim Peygamber Efendimiz (asm): “Taun, Allah’ın dilediği kimseleri cezalandırdığı bir çeşit azaptı. Allah onu mü’minler için rahmet kıldı.” 1 buyurmuştur. Azap oluşu insanların dünyevî hayallerini alt üst etmesi ve cürümlerine karşılık kaderin tokadı hükmünde gelmesidir. Rahmet oluşu da taun sebebiyle ölen mü’minlerin derecelerinin yükselmesi ve şehitlik makamını kazandırmasıdır.

Üstad Hazretleri musîbeti böyle okuyor: “Musîbet cinayetin neticesi, mükâfatın mukaddemesidir.” 2 diyor. Yani günahlardan dolayı gelen musîbet, günahların bağışlanmasına vesile olduğu ve insanı yanlışlarına karşı ikaz ettiği gibi, aynı zamanda musîbetten dolayı can veya mal zayiatına uğrayan mü’min için de mükâfatın habercisi oluyor. Her üç tecelliyi birden yaşıyoruz.

Belki bir dördüncüsü de, söz konusu hastalık sebebiyle insanın ilmî çalışmalar yapması, hastalığı tanıyarak yeni tedavi usûlleri geliştirmesi, Allah’ın yeryüzüne koyduğu devayı bulup çıkarması, hilâfet görevini yaşaması ve hastalığı yenmesidir.

Hazret-i Ömer (ra) zamanında ortaya çıkan veba için de hem rahmet yönü, hem veba hastalığına yakalanan zevatın günahlarına kefaret oluşu, hem de insanları gayrete getirerek hastalığı yenici çalışmalar yapmaya teşvik yönü ön plana çıkmıştır.

OKU:   Şerden hayır çıkar mı?

BİR MİKROBA MUKAVEMET EDEMEZSİN  

Virüs de, mikrop da binlerce defa büyütülerek ancak görülebilen zerrecik mahlûklardır.

Bediüzzaman bu zerreciğin yaptığı büyük faciayı hatırlatarak insanlığı ikaz ediyor:

“Sen öyle bir zaafiyet, acz, fakirlik, miskinlik gibi hallere mahalsin ki, ciğerine yapışan ve çok defa büyülttükten sonra ancak görülebilen bir mikroba mukavemet edemezsin; seni yere serer, öldürür.” 3

Nitekim dünya sağlık insanlarının tek korkusu, bu virüsün ciğere yapışmasıdır. Ciğere yapışmadan ve burun mukozasında koloni oluşturmadan önce, dört beş saat içinde bol su ile burnu temizlemekle atılabilmektedir.

Cirmi küçüktür. Ama verdiği hasar büyüktür. Bu da bir nizamın eseridir, tesadüf asla yoktur. 4

KORONAVİRÜSTEN NASIL KORUNALIM ?

Koronavirüs, mikroskop altında binlerce defa büyütülerek ancak görülebiliyor. Koruyucu yağ tabakasıyla çevrili bir protein molekülünden ibarettir. Ortamını bulunca canlılık özelliği gösteriyor. Burun mukozasından, ağızdan, yüzün herhangi açık bir yerinden emilebiliyor. Emilince saldırgan hâle gelip hızla çoğalmaya başlıyor.

Bir bakteri gibi canlı değil, onun için antibiyotik ile öldürülemiyor. Ancak bol sabun köpüğü ile, deterjan ile, 5’te 1 oranında çamaşır su katılmış su ile, alkol ile ve 25 derecenin üstündeki sıcak su veya sıcak hava ile teması halinde çözülerek çürüyor ve yok oluyor.

Giysi, kumaş, halı ve kaygan yüzeylerde 3 saat, bakırda ve tahtada 4 saat, metal üzerinde 42 saat, plastikte 72 saat yaşayabiliyor. Nemli, karanlık ve soğuk ortamları seviyor. Kuru, ılık ve aydınlık ve güneşli ortamlarda ise çürüyor.

OKU:   Fayı tetikleyen kuvvet nedir?

Bu ölü hayvancık havada kalmıyor. Öksürükle veya solukla havaya geçtikten sonra, bilâhare yere düşüyor. Eğer üzerinize öksürülmezse 3 saatten sonra hava yoluyla bulaşmıyor. 5

Yüzeylere dokunmadan önce ve dokunduktan sonra, her seferinde, eller dirseklere kadar bol sabunlu su ile yıkanmalı, ağız, burun, göz ve yüz bol su ile yıkanmalıdır. Tırnaklar kısa olmalıdır.

Bu salgının bulaşmaması için dikkat edilecek temel hususlar yüzey temizliği, el temizliği, eli yüze götürmemek ve bir metrelik sosyal mesafeyi korumaktır.

Dipnotlar:
1- Buhârî, Tıb 31; Ayrıca bk. Buhârî, Enbiyâ 54; Kader 15; Müslim, Selâm 92-95.
2- Mektubat, Hakikat Çekirdekleri, 62.
3- Mesnevî-i Nuriye, s. 100.
4- İşaratü’l-İ’caz, s. 16.
5- Dünya Sağlık Örgütü.

Benzer konuda makaleler:

image_pdfimage_print

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir