Âyetlerle Mi’raç mu’cizesi

Çamdibi’nden Muzaffer Kılınç: “Mi’raç ile ilgili olarak Necm Sûresinin 13 ve 18. âyetlerini izah eder misiniz? Bu âyetlerde geçen ‘Onu bir kere daha hakiki suretinde gördü’ ne demektir? Gördüğü kimdir? Daha önce de görmüş müdür?”


SON NOKTA: SİDRE-İ MÜNTEHA

Mi’raç esnasında Resul-i Ekrem Efendimiz (asm) Cebrail Aleyhisselâm ile birlikte Sidre-i Müntehâ’ya gelirler.

Sidre-i Müntehâ: Kâinâtın nabzının attığı yerdir. Burası kâinatın sınırı, mahlûkatın amelinin yansıdığı son huduttur. Cennetü’l-Me’vanın gövdesidir.

Resûlullah Efendimiz (asm) yol boyunca nice gaybî sırlara, nice yüksek hakîkatlara, mülk ve melekûtun nice inceliklerine vâkıf olmuştur; muhtelif Esmâ dâirelerinden geçmiş, her semâ katında hâkim olan bir İsm-i İlâhî’nin tecellîlerini görmüş, Allah’ın isimlerinin cilvelerini gözüyle ve kulağıyla müşahede etmiştir.

Sidre’de O’nu (asm) bir nur, şuur dünyasını kuşatan bir emir bürüdü. Ve O (asm) zamanın ve mekânın olmadığı Vücup Âlemine (Zat-ı İlâhiyeye) doğru yükseldi. Cebrâil Aleyhisselâm “Bir adım yaklaşırsam yanarım!” diyerek, Sidre’nin berisinde kaldı.

ÂYET ÂYET SİDRE ÖTESİ

Sidre’den ötesini Kur’ân’dan, Necm Sûresinin âyetlerinden takip edelim:

1- “Doğruldu! O, Ufuk-u Âlâ’da idi!”1

Resûlullah Efendimiz (asm) burada en yüksek Ufuk’ta durdu, doğruldu. Önüne Refref getirilmişti. Artık Cebrâil Aleyhisselâm’ı kevn âleminde, Sidre’de bırakmıştı. Kendisi Arş-ı Azama girmiş2; “Vücub” âlemine doğru yönelmişti.

2- “(Refref ile) yükseldi ve yaklaştı.”3

Bu âyetle Allah Resûlü’nün (asm) Allah’ın akrebiyeti ile, kurbiyeti ile, yakınlığı ile müşerref kılındığını öğreniyoruz. Resûlullah (asm), Zât-ı Muallâ’nın kurbiyetine yaklaşmıştır.

3- “Artık Kâb-ı Kavseyn’de idi; yâhut daha da yaklaştı!”4

Bu âyetle Allah Resûlü’nün (asm) Kâb-ı Kavseyn makamına yükselmekle teşrif edildiğini öğreniyoruz. Üstad Bedîüzzaman Hazretleri’nin (ra), “İmkân ile Vücub ortası” diye tavsif buyurduğu makamdır Kâb-ı Kavseyn.5 Zât-ı İlâhî’ye, bir ok yayının iki ucu kadar veya daha da yaklaştı. Ve, artık “Zât-ı Celîl-i Zülcemâl ile görüştü.”6

RESULULLAH (ASM) KURB-U ŞAHANEDE

4- “İşte o esnada Allah kuluna vahyedeceğini vahyetti!”7

Bu âyetle anlıyoruz ki, Resûlullah Efendimiz (asm) Cenâb-ı Hakk’ın (cc) kurbiyeti ile müşerref oldu, O’na bizzat mülâkî oldu, O’nunla görüştü ve Cenâb-ı Hak’tan (cc) bir takım esrar ve bilgileri aldı. Zaman ve mekân üstü olan bu makamda Allah Resûlü (asm), Allah’ın, “Ehadiyet ile kelâmına ve rü’yetine mazhar oldu.”8

5- “Gözünün gördüğünü gönlü yalanlamadı.”9

Yani, Allah Resûlü (asm) zaten kalbine îmân ve hikmet doldurularak bu yolculuğa çıkarılmıştı. Şimdi îmânı, yakîn bir müşâhede ile desteklenince, gözü ile gördüklerini kalbi de tasdik etti. Ve Allah’ın (cc) rü’yetine mazhar oldu.

VE DÖNÜŞ…

6- “And olsun ki, Muhammed Cebrâil’i bir de Sidre-i Müntehâ’da dönüşte gördü.”10

Artık dönüş vâki olmuştur. Resûlullah (asm), Cenâb-ı Hakk’ın (cc) kurbiyetinden kevn âlemine doğru yönelmiştir. Kevn âleminin başında, yani Sidre’de, tekrar Cebrâil Aleyhisselâm ile bir araya geldi. Burada Resulullah’ın (asm) gördüğü Cebrail Aleyhisselâm’dır. Ki zaten daha önce de beraberdi.

7- “Cennet’ül-Me’vâ yanında.”11 Şehitler ve Muttakîlerin Cennet’i olan “Cennet’ül-Me’vâ” buradadır. Cebrâil (as) ile burada buluştu.

8- “Sidre’yi, İlâhî tecellî tamamıyla bürüdüğü zaman, o mehâbetli manzarayı gören Peygamberimizin (asm) gözü hayretinden sağa sola meyletmedi, onu aşmadı. Muhakkak orada O, Rabb’inin Âyet’ül-Kübrâ’sını gördü.”12

Bedîüzzaman,  Allah Resûlünün (asm) “Sidret’ül-Müntehâ’da”13 iken Allah’ın azametinin delillerine şâhit olduğunu, âlem-i şehâdetin mânevî tezgâhlarına ve küllî kânunlarına, mahlûkatın amellerinin netîcelerine, cinlerin ve insanların fiillerinin Cennetteki meyvelerine ve Cehennem’deki zakkumlarına, yeryüzündeki hamdlerin ve şükürlerin Cennet’ül-Me’vânın meyveleri sûretine girmesine şahitlik ettiğini kaydeder. Resulullah Efendimiz (asm) yeryüzünde söylenen bir “Elhamdülillâh” kelimesinin, burada nasıl bir Cennet meyvesine dönüştüğünü müşahede ediyor.14

Dipnotlar: 1- Necm Sûresi, 53/6,7. 2- Sözler, S. 520. 3- Necm Sûresi, 53/8. 4- Necm Sûresi, 53/9. 5 -Sözler, S. 520. 6 – Sözler, S. 520. 7- Necm Sûresi, 53/10. 8- Sözler, S. 518. 9- Necm Sûresi, 53/11. 10- Necm Sûresi, 53/13,14. 11- Necm Sûresi, 53/15. 12- Necm Sûresi, 53/16,17,18. 13- Sözler, S. 524. 14 – Sözler, S. 532.